Güneydoğu’dan çıktı, Türkiye’nin en hızlılarından oldu. Gölbaşı’nda kurulan Mavi Göl Gaz, AllWorld girişimciler listesinde en hızlı büyüyenler arasına girdi. Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Alpay, Göl Gaz’ı anlattı.
AllWorld girişimciler zirvesinde en hızlı büyüyen 25 marka arasında yer alan Mavi Göl Gaz A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Alpay’dan iş dünyasına çarpıcı mesajlar…
“MAVİGÖLGAZ” MARKA OLMANIN NİMETİNİ GÖRÜYOR
Marka vazgeçilmezdir.
Bu bilinci işletmelerimiz kavramıştır ama sadece kavramak yetmemekte sürekli güncelliğini koruması da gerekmektedir. Marka olma hedefine işletmelerin ciddi kaynaklar ayırması reklam ve tanıtımla desteklenmesi gerekmektedir. Bu uygulamanın işletmelere ek maliyeti de beraberinde getirmesi kaçınılmazdır.
Bunun için de kaynak gereklidir. Bu gerekli kaynaklara işletmelerimiz daha rahat ve ucuz ulaşabilmelidir. Bu kaynaklar markayı ayakta tutacak tanıtım için gereklidir. Markanın işletmelere getiri olarak geri dönüşü muhakkak olacaktır ama aradaki süreyi finans yönünden iyi dengelemek lazımdır.
KOBİ´lerin reklam beklentileri arasında yüzde 47 ile satışları artırmak ilk sırada yer alırken, yüzde 31 ile markayı-firmayı-ürünü daha çok duyurmak, yüzde 13 ile hedefe ulaşmak, yüzde 12 ile yeni bir çıkış yolu oluşturmak diğer başlıklar olarak sıralanıyor.
Bu arada marka etkisi ile temsil ettiği ürün ikame dengesini de iyi ayarlamak gerekmektedir. Marka önde gider de ürün piyasaya yeterince arz edilmezse o durumda tüketici üzerinde olumsuz etki bırakabilir.
Bir dönem bir sucuk markası aniden reklamlarla zirveye oturmuştu fakat yeterli üretimle piyasayı destekleyemediği için korsan üretim piyasada çoğaldı ve tüketici ciddi bir hayal kırıklığına uğradı; bu kıymetli sucuk markasının tekrar imajını düzeltmesi yıllarına mal oldu. Ürününüz ne kadar kaliteli olsa da, iyi bir pazarlama ağınız yoksa ve ürünleriniz raflarda yerini almamışsa marka tanıtımınız masraftan ibaret kalacaktır.
Bu masrafınızı açıkgöz merdiven altı kayıt dışı üretenler hemen taklide dönüştürerek markanızın imajını da doğmadan öldüreceklerdir. Yani markalaşma teşvik edilirken üretim arz dengesi talebi karşılayacak şekilde iyi korunmalıdır. Teşvik edilmediği veya teşvik edilip de iş dünyası yeterince bilinçlendirilmediği zaman işletmeler yerinde patinaj yapacaklar, üretim kapasitelerini verimli kullanmayacaklardır.
Gerekli kurumsallaşma sağlanarak birde görsel kimliği göz doldurur, müşteri memnuniyetine de sınırsız ve sorunsuz değer vererek bir marka yatırımı yapılır, bu yatırım işletme sahiplerince ciddiye alınıp gerekli değer verilirse, marka değerinin şirketlerin tüm mal varlığından daha değerli hale geleceği unutulmamalıdır.
Dünya marka bilincini gayet ciddiye aldı. Ürünlerinin kalitesizliğinden ve sağlıksızlığından şikâyetçi olunan Çin de markayı ciddiye aldı; hem de bizim ülkemizden daha fazla ciddiye aldı diyebiliriz. 2010 yılı listesinde ilk 100’de China ünvanlı 9 şirket bulunuyor; bunun yanı sıra diğer markalarla ortaklık durumları var mıdır bilemiyoruz. İngiliz Financial Times gazetesinin açıkladığı listeye göre sadece ülke ünvanlı ilk 100 marka arasında 9 marka yani %9. Bu da dünya ekonomisinde çok büyük bir ekonomik güçtür ve bunların marka değeri de toplamda 210.817.000.000 dolardır.
9- China Mobile Marka Değeri: 57.326.000.000 dolar
11- IC Bank of China Marka Değeri: 44.440.000.000 dolar
24- China Construction Bank Marka Değeri: 25.524.000.000 dolar
33- China Life Insurance Marka Değeri: 19.542.000.000 dolar
37- Bank of China Marka Değeri: 17.530.000.000 dolar
43- Agricultural Bnk of China Marka Değeri: 16.909.000.000 dolar
78- Petro China Marka Değeri: 11.291.000.000 dolar
91-China Telecom Marka Değeri: 9.587.000.000 dolar
97-China Merchants Bank Marka Değeri: 8.668.000.000 dolar
Çin bu işi bizden daha fazla ciddiye aldı derken bu verilere bakarak diyoruz. İşte tablo ilk 100 marka arasında ülkemizi temsil edecek henüz bir markamız bile yok.
Dünyanın 17. Avrupa’nın ise 6. Büyük ekonomisi olan bir büyüklüğe ulaştık. 2023 hedeflerimiz arasında dünyanın ilk 10 ekonomi arasına girmek gibi bir hedefimiz de var olmalıdır. Bu hedefimiz için dünya marka tespit kriterlerini aşabilecek ve listenin ilk 100’ünde yayınlanabilecek kaç dünya markamız olmalıdır? şeklindeki soruya cevap vermeliyiz. 2023 hedeflerimiz arasında buna da yer vermemiz gerektiği kanısındayım.
Ülkemizin İstanbul dışındaki tüm illerinde de marka oluşabileceği bilincine inanmalıyız. “Marka olma” hikâyelerimizi öne çıkartarak marka olma yolunda ilerleyenlerin başarı öykülerini ödüllendirerek isteklendirmeliyiz.
Mavi Göl Gaz, marka marka dedikçe başarıları da ulusallaşıyor.
Sermaye birliğinin en önemli örneği olan şirketimiz, markaya verdiği değerin karşılığını almaya başladı. Unutulmaması gereken bir noktayı da burada belirteyim; yukarıda sıralamış olduğum markalaşma sürecine birde ehil ellerle ulaşmak var. Kuruluş biçimiyle zaten farklı bir marka olan Mavigölgaz, markalaşma sürecinde özellikle de ehil el dediğimiz “Ortadoğu” patente ulaşmakla isabetli bir tercih yapmıştır. Ortadoğu patent, Mavi Göl Gaz’ı hak ettiği değere ulaştırırken şirketimize adeta markalaşmanın sinyalizasyon rotasını da nasıl okumamız ve izlememiz gerektiğini öğretmiştir. Mavigölgaz’ da tüyoyu iyi almıştır ve elliyi aşkın ortağıyla dimdik ayakta durarak “marka” başarılarını tescillemiştir. Marka meraklılarına detaylı incelemeleri için bir adres vereyim;
http://www.allworldlive.com/arabia-500/winners/2011?order=field_growth_rate_value&sort=desc baksınlar daha da ikna olmazlar ise TOBB başkanı Sayın M. Rifat HİSARCIKLIOĞLU’ na sorsunlar Mavigölgaz 2. Girişimcilik zirvesinde 47. oldu:
Sayın, HİSARCIKLIOĞLU “Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde, All World Network ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) işbirliğinde gerçekleştirilen Türkiye 25 yarışmasında Şirketinizin, küresel krizin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerine rağmen, 2008 – 2010 döneminde sergilediği başarılı performanstan dolayı sizleri yürekten kutlamak isterim.
Bütünüyle objektif kriterlere dayanılarak yapılan değerlendirmeler neticesinde Türkiye 25 Şirketleri arasına giremeseniz bile All World Network’un faaliyet gösterdiği Arap ülkelerindeki hızlı büyüyen şirketleri de içeren “Arabistan 500 + Türkiye” listesinde yer almaya hak kazandınız. 47. oldunuz.” diyor. İşte bu başarının sırrı sermaye birliğinindir.
Bir tescilli örnek daha vereyim: Mavigölgaz, artık doçentlik tezlerine konu olmaktadır; işte kıymetli bir akademisyenimiz de konu etmiş “Finansal Yönetim Boyutuyla TÜRKİYE’DE GİRİŞİMCİLİK Yrd. Doç. Dr. Osman ULUYOL sayfa 162–166 örnek olay7” Adıyaman Üniversitesinde öğretim görevlisi hocamız Mavigölgaz’ı başarıya örmek olarak kitabında konu etmiş ve son satırlarını şöyle özetlemiş “Mavigölgaz A.Ş.’nin finansal yönetim anlayışı, örnek alınabilecek bir başka önemli yönüdür. Gözlemlerim Mavigölgaz A.Ş.’de tasarruf anlayışı ve israftan kaçınma söz konusudur.
Şirketin para işleri ile kişilerin yani yönetici ve çalışanların hesapları ayrıdır ve birbirine karıştırılmaz, bu özellik aslında kurumsallaşmanın bir parçasıdır. Dolayısıyla ortaklar şirketin hesaplarını kendi özel çıkarları için kullanamazlar. Birçok şirketin özellikle aile şirketlerinin önemli bir zaafı olan şirket kasasındaki veya hesaplarındaki paraların aile bireyleri tarafından özel amaçlarla harcanması, dolayısıyla şirketlerin finansal açıdan kötü duruma düşmeleri mavigölgaz a.ş.’de yaşanmamaktadır” başka söze gerek varmı bilmiyorum akademik bir ağızdan da kurumsallığımız tescillenmiş, sağ olsun markamıza ve heyecanımıza destek vermiş. Kendisine teşekkür ediyorum.
AllWorld Network Announces Turkey Fast Growth 100 with TOBB and TEPAV: Allworld Network organizasyonu kapsamında, TOBB ve TEPAV tarafından yapılan araştırma ile “Fast Growing Companies Turkey 100” listesi belli oldu. Mavigölgaz 2008-2010 yılları arasında gösterdiği %93’lik büyüme performansı ile en hızlı büyüyen 100 Türk şirketi içerisinde 47. sırada yer aldı.
TEPAV, TOBB ve Harvard Üniversitesi bünyesindeki AllWorld Network ile düzenlediği Türkiye 100 yarışması sonuçları, Allworld Network’un Arap 500 araştırmasına dahil edilerek 2. Küresel Girişimcilik Zirvesi’nde açıklandı. 15 farklı ülkeden hızlı şirketler ödüllerini yine Küresel Girişimcilik Zirvesi’nde aldılar.
Mavigölgaz adına ödülü Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa ALPAY’ın aldığı Küresel Girişimcilik Zirvesi 3-6 Aralık tarihleri arasında Arap Yarımadası ülkeleri, Pakistan, Mısır, Güney Afrika ve Türkiye’den yüzlerce şirketi bir araya getirdi.
ADIYAMAN İÇİN HAYAL KURALIM
590.935 kişi hep beraber, tüm nüfus olarak hayal kuralım.
Ben diyorum ki: “Hayal kuramayanlar hedef belirleyemezler gözünüzde büyüttükleriniz sizin hedeflerinizi hayal dahi edemezler” diyerek âcizane çözüm önerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Her kesimden arkadaşlarımın da beyin fırtınası estirmelerini diliyorum:
Bilimsel açıdan Üniversite, halkın bizatihi iştigali olan sivil toplum örgütleri adına Ticaret ve Sanayi Odası, Devlet adına da Valilik, bir fizibilite koordinasyon komisyonu oluşturmalı; benim kanaatim bu komisyon ilimize birçok katkı sağlarken üniversitemizin AR-GE konusunda konumunu da güçlendirecektir. Hatta ülke genelinde örnek alınabilir.
Adıyaman’ın ve Türkiye’nin geleceği:
Öncelikli olarak ticari kumarın engellenmesi,
Devamında ise sermaye birliğidir.
Ticari kumar: Komşum şöyle bir iş kurdu, üç beş kuruş kazanıyor diye ya tutarsa mantığıyla herhangi bir fizibilite yapmadan anlamsızca yapılan yatırımlar, heba edilen servetler, hem önceki müteşebbislerin pazarını bozmakta hem de geri dönüşü olmayan kıymetli maddi ve manevi cesaret kaynaklarını göz göre göre heba etmektedir.
Ticari kumarı engellemenin en kolay yolu; ülke veya il için mevcut ve yeni yatırımların analizlerinin yapılması, ayrıca üniversitelerimizin desteğini alarak, üniversitelerimizin birçok bölümlerinde bu hususun tez konusu yapılması olabilir. Üniversite gençliğini bu konuda teşvik ederek iş fikri konusunda yarıştırmadan yeni çığırlar açılmaz. Hatta üniversite gençliği ile sanatkâr mucitlerin yarıştırılması, fikir fırtınası AR-GE si estirmeleri lazım. Ülkemizde bu aykırılığın da buluşturulması gerekir, aykırılığın özü şu; diplomalı gençlik sanat, atölye ve AR-GE ye uzak, AR-GE nin altyapısında yetişen sanatkâr gençler ise diplomadan uzaklar, bu öz ayrılığından uzaklaşarak kaynaşmalarını sağlamak ülkemizin menfaatine olacaktır.
AR-GE başarısı gösterenler öğrenimini bitirmemişse burslarla, mezun ise iş teşvikleriyle araştırdığı iş konularında koordinatör olarak görevlendirilerek yeni girişimciler de keşfetmek pekâlâ mümkündür.
Aynı zamanda yatırımcıya hem ücretsiz fizibilite sağlama hem de yatırım bölgelerinin koordinasyonca belirlenmesi girişimcilerin önündeki bürokrasi aşamalarını da minimize eder.
Devlet teşvikli yatırımlarda fizibilite çalışması olan projelere öncelik sağlamak ölü veya düşük kapasite ile üretime mahkûm olan yatırımların önünü keserken ticari kumarı engellemiş olacaktır.
Sermaye birliği: Bu slogan nedense ürkütücü görünüyor, ben anlayamıyorum, hem uygulanabilir örneğini ortaya koyduk hem de ülkemizin en ciddi firmaları arasına girmeye talibiz, şimdi hayal kurduğumu zannetmeyin. Biz bunun hayalini 2000 yılında kurmuştuk meyvelerini de şimdi alıyoruz.
Mavigöl Gaz’dan bahsediyorum; sermaye birliğinin en önemli örneklerinden biridir Mavigöl Gaz, merak edenlere bir adres veriyorum incelesinler; http://www.allworldlive.com/arabia-500/winners/2011?order=field_growth_rate_value&sort=desc baksınlar daha da ikna olmazlar ise TOBB başkanı Sayın M. Rifat HİSARCIKLIOĞLU’ na sorsunlar Mavigöl Gaz 2. Girişimcilik zirvesinde 47. oldu:
Sayın, HİSARCIKLIOĞLU “Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde, All World Network ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) işbirliğinde gerçekleştirilen Türkiye 25 yarışmasında Şirketinizin, küresel krizin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerine rağmen, 2008 – 2010 döneminde sergilediği başarılı performanstan dolayı sizleri yürekten kutlamak isterim. Bütünüyle objektif kriterlere dayanılarak yapılan değerlendirmeler neticesinde Türkiye 25 Şirketleri arasına giremeseniz bile All World Network’un faaliyet gösterdiği Arap ülkelerindeki hızlı büyüyen şirketleri de içeren “Arabistan 500 + Türkiye” listesinde yer almaya hak kazandınız. 47. oldunuz.” diyor sayın başkan. İşte bu başarı sermaye birliğinindir.
Bu arada ülkemize ayrı bir sermaye birliğinin müjdesini de vermek istiyorum. Mavigöl Gaz’ın oluşumu bölgemizin bireysel sermayelerinden doğmuştu, Allah’ın izniyle şimdi de ülkemizin en güzide kurumsal 12 sermaye şirketini birleştirerek yeni bir sermaye birliği başarısını hedeflemekteyiz. Ben bu vesile ile 12 sermaye şirketimizin tek bir çatı altında birleşme kararlarını canı gönülden kutlarken, kurucu koordinatörlüğünü şahsıma tevdi etmelerinden dolayı da ayrıca tüm şirket yöneticilerimize teşekkür ediyorum.
Tabi bu dönemsel başarılarla yetinmek yok, işin asıl neticesi sürdürülebilir başarılar ve bu başarılarla toplumsal gelişmeye katkı sağlamaktır. Biz kapı araladık devamını fizibilite koordinasyon komisyonu ile başarmak daha geniş kitlelere ulaşmak olacaktır, gönlümüzden geçen budur. Nedir sürdürülebilirlik biraz konuyu açalım:
Gelişim ve Sürdürülebilirlik
Büyüme, kalkınma ve gelişme kavramları, aynı versiyonda kullanılmakla birlikte aslında birbirinden farklı anlamları vardır.
Büyüme, bir ekonomide zaman içinde mal ve hizmet üretimi miktarında artış olmasıdır. Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla GSYİH artış oranı yüzdeleriyle ölçülür.
Kalkınma, bazı paritelerin milli gelir, yurtiçi hasıla gibi, belirli seviyelerde seyretmesiyle kendini gösteren bir olgudur, milli gelirdeki artış kişilerin yaşama standartlarının iyileşmesi anlamına gelir, hayat standartlarımız arttıkça, tasarruf imkânları artar, bu şekilde milli gelirin bir kısmının yatırımlara dönüştürülmesini tetiklemesi aktivite kazanır ve müteşebbis ruha sahip kişiler işte bu dönemde ortaya çıkar, ama bu çıkışın sürdürülebilir olması daha önemlidir.
Büyük başarıların arkasında, girişimcilerin yaratıcılığı ve cesareti ile yetenekleri vardır. Ancak girişimcilerin başarılı olabilmesi için birtakım şartların da mevcut olması gerekir.
Yani uygun makro ekonomik koşullar (fiyat istikrarı, sürekli büyüme, adil gelir dağılımı) uygun altyapı koşulları (eğitim, ulaşım, iletişim ve bilgiye erişim) uygun kurumsal yapı (vergiler, finans kaynakları, sınaî mülkiyet hakları) ve uygun destekler de (AR-GE, danışmanlık, ücretsiz fizibilite) mevcutsa girişimcileri kimse tutamaz.
Sürdürülebilir kalkınma, sosyal, ekolojik-çevresel, ekonomik, mekânsal ve kültürel boyutları olan bir kavramdır, yani insan ile doğa arasında denge kurarak doğal kaynakları tüketmeden, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını da düşünerek bugünün ve geleceğin yaşamını ve kalkınmasını programlama anlamını taşımaktadır.
Gelişme, insani, sosyal, kültürel, çevresel ve mekânsal boyutlarıyla da tanımlama amacı taşıyan yeni yaklaşım, ekonomik büyüme kavramı yanında; yoksulluk, işsizlik, gelir dağılımı ve bölgesel dengesizliklerin de gelişme tanımlarının içinde değerlendirilmesini öne çıkarmıştır.
Toplumsal gelişme, gelir artışlarıyla ölçülen ekonomik büyüme, toplumsal gelişmişliği yeterince açıklayamayan, yalnızca talep genişlemesini açıklayabilen dar kapsamlı bir parametredir.
Diğer yandan gelişme kavramı, fiziki kapasite büyüklüğü ve gelir artışı gibi iktisadi gelişmeler yanında, bunların gelir grupları ve bölgelerarası dağılımı ile sosyal ve kültürel birikimlerin göstergeleştirildiği bir bütünü, diğer bir ifadeyle toplumsal gelişme düzeyini ifade etmektedir.
Bu açıklamalardan ve tanımlamalardan sonra ilimizin TÜİK verileri üzerinden diğer iller bazında nerelerde boy gösterdiğini teknik ve tablo nezdinde inceleyelim.
2003 sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralama araştırmasında Adıyaman 65.sırada iken 2010 araştırmasında 67. sırada görünen bir gerileme vardır. Bu gelişmişlik sıralamasında ki sırası olmakla birlikte, milli gelir dağılımındaki pay dağılımına göre 64. sıradadır (Tablo 1)
Hesaplama şu şekilde yapılmıştır:[(GSYH (SAGP) / 100) * 2001 İL KATKI YÜZDESİ)] / İL NÜFUSU
GSYH: Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla
SAGP: Satın Alma Gücü Paritesi
Tablo1
Sıra İl Nüfus Türkiye’ye katkısı $ Türkiye’ye katkısı 2001 (%) Kişi başı yıllık gelir$
64 Adıyaman 590.935 4.463.976.000 0,4 7.554
– TÜRKİYE 73.722.988 1.115.994.000.000 100 15.137
Sıra İl Nüfus Türkiye’ye katkısı $ Türkiye’ye katkısı 2001 (%) Kişi başı yıllık gelir$
1 Kocaeli 1.560.138 52.451.718.000 4,7 33.620
2 Karabük 227.610 6.695.964.000 0,6 29.419
3 Yalova 203.741 5.579.970.000 0,5 27.388
8 İzmir 3.948.848 84.815.544.000 7,6 21.479
18 İstanbul 13.255.685 239.938.710.000 21,5 18.101
19 Ankara 4.771.716 85.931.538.000 7,7 18.009
20 Bursa 2.605.495 46.871.748.000 4,2 17.990
Dünya bankası 1 Temmuz 2011 verilerine göre Türkiye Gayri Safi Yurtiçi Hâsılası GSYH (SAGP): $ 1.115.994.000.000 olarak hesaplanmıştır. Dünya bankasının hesabına göre Türkiye’de kişi başı yıllık milli gelir GSYH (SAGP): $15.340’tır.
TÜİK verileri baz alınarak yapılan hesaplamaya göre ise kişi başına düşen milli gelir küçük bir sapmayla $ 15.137 bulunmuştur.
Birinci derecede gelişmiş iller grubu, sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında ilk beş sırada yer alan İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli ve Bursa illerimiz sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında ilk 5 il olmasına rağmen, milli gelir sıralaması dağılımı Kocaeli ilimiz dışında farklı seyretmiştir, İzmir 8. İstanbul 18. Ankara 19. Bursa 20. sırada yer almaktalar. Bu durum farklılığı ise direk nüfus yoğunluğu ile alakalıdır. Dolayısıyla gelişmişlik tek bir ekonomik büyüme kavramıyla tanımlanamamaktadır; beraberinde yoksulluk, işsizlik, gelir dağılımı ve bölgesel dengesizlikler de önemli bir değerlendirme verileri olarak anlaşılmalıdır.
Dolayısıyla bu bilgilerden sonra Birinci derecede gelişmiş iller grubu sıralamasına bakıyoruz, Adıyaman yok; İkinci derecede gelişmiş iller grubu sıralamasına bakıyoruz, Adıyaman yok; Üçüncü derecede gelişmiş iller grubu sıralamasına bakıyoruz, Adıyaman yok; eh devamında ise sadece son sıralarda yani Dördüncü derecede gelişmiş iller grubu sıralamasında görebiliyoruz.
(2010) 81 ile ait endeks değerleri ile bu illerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamasına göre Adıyaman 67. sırada yer alırken; Kayseri 19. , Uşak 29. , Konya 24. , Burdur 21. , Artvin 40. sırada yer almaktadır. Bu illeri örnek olarak verirken coğrafi ve iklim olumsuzluklarının gelişmeye engel olmadığının dikkatleri celp etmesi açısından seçici davrandım.
Netice itibari ile Adıyaman bizim ve kalkınmasını da bizler sağlayacağız.
Nasıl mı? Benim reçetem: Ticari kumarı engelleyerek devamında ise sermaye birliğini sağlayarak.
Kaynak: Cafesiyaset 14.12.2011